Bölümümüz Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Akoğuz ve Çalışma Ekibi İnşaat Zeminlerini Biyolojik Yöntemlerle Güçlendirecek

EBYÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümümüz Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Harun Akoğuz ve ekibi, yaklaşık 7 yıldır inşaata uygun olmayan zeminlerin mukavemetinin bakterilerle artırılmasına yönelik çalışma gerçekleştiriyor. Erzurum Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Özlem Barış ve Doç. Dr. Semet Çelik ile ortak çalışma yürüten Akoğuz, Erzurum’un Olur ilçesinde yer alan Yıldızkaya Mağarası’nda sarkıt kayaların oluşmasında etkisi olan Viridibacillus Arenosi bakteri türünü üniversitede laboratuvar ortamına taşıdı. Bakterileri inşaata elverişsiz kum zeminlere ilişkin deneylerde kullanan Akoğuz ve diğer bilim insanları, bu canlıların ürettiği enzimlerle girdiği reaksiyon sonucu toprak zemindeki tanelerin arasının dolmasını ve birbirine tutunmasını sağladığını belirledi. Akademisyenler, böylece bakterilerin zemin mukavemetini artırarak bu alanları inşaata elverişli hale getirdiğini, ayrıca betonu da güçlendirdiğini saptadı. Akoğuz ve ekibi, bakterileri kullanarak yapılaşmaya elverişli olmayan zeminler ile beton aksamın mukavemetini artırıp hem inşaatların güçlü zemine yapılmasını hem de eski ya da tarihi yapıların ömrünü düşük maliyetle ve daha kolay uzatmayı amaçlıyor.

EBYÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Yalçıner, AA muhabirine, çalışmanın inşaat sektörüne hem ekonomik hem de bilimsel olarak katkı sağlayacağını söyledi.

Deprem kuşağında bulunan Türkiye’de binaların yıkılmasının en önemli nedenlerinden birinin zayıf zemin üzerine inşa edilmesi olduğuna dikkati çeken Yalçıner, şöyle konuştu:

“Bu yöntem zemin içerisine doğada hazır olarak bulunan bakterilerin enjekte edilmesi işlemidir. Enjekte edilen bakteriler, sistem içerisinde reaksiyon göstererek zemin mukavemetini artırarak ortamı kendi kendine iyileştirmeye başlıyor. Bu yöntem sadece zeminde değil, betonarme yapılarda oluşan çatlakların onarılmasında, dahası tarihi yapıların restorasyonlarında da kullanılabilir. Bundan dolayı da buradaki çalışmayı önemli ve yenilikçi bir çalışma olarak görüyoruz. Diğer önemli nokta da mevcut zeminlerin iyileştirilmesinde kullanılan yöntemler hem insan gücü hem de ekonomik getirisi açışından oldukça maliyetlidir. Doğada hazır olarak bulunan bu bakterilerin sisteme adapte edilmesi, insan gücünü azaltıp ekonomik olarak inşaat sektörüne katkı sağlayacaktır.”

BAKTERİLER ZEMİN MUKAVEMETİNİ ARTIRIYOR

Dr. Öğretim Üyesi Harun Akoğuz da inşaat zeminlerini biyolojik yöntemlerle iyileştirmeye çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti:

“Çevremizde özellikle mercanlar, karınca tepeleri, mağaralar, yumuşak deniz kabukları gibi birçok minerallerin etrafımızı kapladığını görürüz. Bunlar aslında biyomineralizasyon olarak adlandırılır ve organizmalar tarafından üretilir. Biz aslında uyguladığımız yöntemle sadece bakteriyi sisteme dahil ediyoruz. Erzurum’da mağaralardan elde ettiğimiz Viridibacillus Arenosi bakterisinin üreyi hidrolize etmesi sonucunda ortaya çıkan karbonatı sisteme dahil ettik. Oluşan kalsiyum karbonatla zemin taneleri arasındaki boşlukların dolması ve birbirine bağlanması gibi etkiler gösterdi. Tabii bu da zeminlerin mukavemetinin artışına neden olmaktadır.”

Akoğuz, normalde inşaata uygun olmayan zeminlerde bakteri uygulamasıyla yapılan çalışmalarla 2,5 megapascal gibi ciddi bir mukavemet elde ettiklerini ifade ederek, “Bu çalışmada kullanılan Viridibacillus Arenosi bakterisi toprak orjinli bir bakteri olduğu için doğal olarak kullanılmaktadır ve insan sağlığına herhangi bir zararı olmadığı belirlenmiştir.” dedi.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Email